0 506 908 39 36 0 312 232 07 79 reel@reelhukuk.com

Mustafa Kemal, 2128. Sk. NO:7/3, 06510 Çankaya/Ankara

FAYDALI MODEL HAKKINA TECAVÜZ HALİNDE AÇILACAK DAVALAR

FAYDALI MODEL HAKKINA TECAVÜZ HALİNDE AÇILACAK DAVALAR

FAYDALI MODEL HAKKINA TECAVÜZ HALİNDE

 AÇILACAK DAVALAR

Faydalı Model Nedir?

   Sınai Mülkiyet Kanunun 142/1 maddesine göre  “83 üncü maddenin birinci fıkrası hükmüne göre yeni olan ve 83 üncü maddenin altıncı fıkrası kapsamında sanayiye uygulanabilen buluşlar, faydalı model verilerek korunur.

   Tekniğin bilinen durumuna dâhil olmayan buluşlar ve tarım dâhil sanayinin herhangi bir dalında üretilebilir veya kullanılabilir nitelikte sanayiye uygulanabilen buluşlar faydalı model olarak tescil edilebilir.

 

Faydalı Model Hakkının İhlali Halinde Uygulanacak Hükümler

   Sınai Mülkiyet Kanunun 145. Maddesine göre “Faydalı modele ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı ve faydalı modelin özelliği ile çelişmediği takdirde bu Kanunda patentler için öngörülen hükümler, faydalı modeller hakkında da uygulanır.

   İlgili hüküm doğrultusunda faydalı model belgesi sahibi kişi yahut kurumun faydalı model haklarının ihlal edilmesi halinde Sınai Mülkiyet Kanunun 9 kısmında düzenleme bulan patent hakkına tecavüz başlığı uygulanacaktır.

 

Faydalı Model Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller

   Sınai Mülkiyet Kanunu MADDE 141 – “(1) Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılır:
a) Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek. 
b) Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.     
c) Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği halde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek.    
d) Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.       
(2) Patent konusunun, bir ürün veya maddenin elde edilmesine ilişkin bir usul olması halinde mahkeme, aynı ürün veya maddeyi elde etme usulünün patent konusu usulden farklı olduğunu ispat etmesini davalıdan isteyebilir. Patent konusu usulle elde edilen ürün veya maddenin yeni olması halinde, patent sahibinin izni olmadan üretilen aynı her ürün veya maddenin, patent konusu usulle elde edilmiş olduğu kabul edilir. Aksini iddia eden kişi bunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda, davalının üretim ve işletme sırlarının korunmasındaki haklı menfaati göz önünde tutulur.           
(3) Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun 97 nci maddeye göre yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.           
(4) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.”

 

   İlgili kanun maddesi göz önünde bulundurularak faydalı model olarak tescil edilmiş bir buluş, sahibinin izni olmadan, faydalı model yetkisinin verildiği ülke sınırları içerisinde  koruma süresi içerisinde SMK 141. Maddede belirtilen şekillerden biri ile tecavüze uğrar ise hak sahibinin hakkı korunur.

 

Faydalı Model Hakkına Tecavüz Halinde Açılacak Davalar.

   Sınai Mülkiyet Kanunu 149. Maddesine göre Hak sahibi;

  • Fiilin tecavüz olup olmadığının tespitini,
  • Muhtemel tecavüzün önlenmesini,
  • Tecavüz fillerinin durdurulmasını,
  • Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazminini,
  • Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulmasını,
  • Elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınmasınını,
  • Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere el konulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhasını,
  • Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması halinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesini isteme haklarına sahiptir.

 

Faydalı Model Hakkına Tecavüzün Tespiti Davası

   Faydalı model hakkı ihlal edilen hak sahibi bu davanın davacısıdır. Birden fazla paylaşın olduğu durumlarda her bir paydaş tek başına bu davayı açma hakkına sahiptir.

   Davada husumet tecavüz edene yöneltilecektir. Yani ürünü üreten, satan, ticari amaçla kullanan kişi davanın davalısıdır.

   Görevli Mahkeme SMK’da bildirilen görev kuralına göre Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin kurulu olmadığı yerlerde o yerdeki asliye hukuk mahkemeleri görevli olacaktır.

   Patent ve Faydalı Model Hakkı sahibi tarafından üçüncü kişiler aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiriği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.

   Tecavüzün tespiti davası konusu para alacağı olan davalardan olmadığından dava şartı arabuluculuk yoluna tabi değildir.

 

Faydalı Model Hakkına Tecavüz Halinde Tazminat Davası

   Sınai Mülkiyet Kanunu 150. Maddesine göre (1) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.
(2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.

(3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.”

   Hak sahibi fiili zarar ve yoksun kalınan kazanç olmak üzere maddi tazminat; manevi tazminat ve itibar tazminatı talep haklarına sahiptir. Manevi tazminat hak sahibi şirket dahi olsa hak sahibinin tecavüz nedeni ile duyduğu acı ve elemi dikkate alarak makul bir manevi tazminata hükmedecektir. İtibar tazminatında ise, hak sahibi taklit ürün ile itibarını zedeleyen mütecavizden itibarında meydana getirdiği zararın tazminini istemektedir.

   Fiili zarar doğrudan doğruya tecavüz nedeni ile ortaya çıkmış zararı ihtiva etmektedir. Yoksun kalınan kazancın hesaplaması ise Kanunun 151. Maddesinde 3 farklı yöntem ile yapılabilecektir. Hak sahibi bu 3 yöntemden birini seçerek yoksun kalınan kazanç için açtığı davada seçtiği hesaplama yöntemini bildirecektir. Yoksun kalınan kazanç;

   SMK 151 (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.     
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.      
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli.”

   Yine hak sahibi, SMK 150/3 maddesine göre Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.

   Sadece tazminat talepli olarak açılacak olan davalarda dava şartı arabuluculuk şartına başvurulması gerekmektedir. Bu halde açılacak dava SMK doğrultusunda davacının yerleşim yeri ya da hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yer Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde açılacaktır. Ancak aynı anda tecavüzün tespiti ve tazminat talepli olarak davanın açılması halinde arabuluculuk yoluna başvurma zorunluluğu olmadığı hususunda Yüksek Mahkeme görüşleri bulunmaktadır.

 

İhtiyati Tedbirler

   Sınai Mülkiyet Kanunu 159- “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.         
(2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır:
a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması.      
c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi.      
(3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.”

 

   Yukarıda değinilen madde uyarınca hak sahibi ülke içerisinde kullanımın haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleştiğini kanıtlayarak mahkemeden ihtiyati tedbir talep edebilir.

 

                                                                                  Av. Müge ULUIŞIK

 

            *Örnek dilekçe için dilekçeler bölümüne bakınız.